Büyük felaketin altmışıncı yılı

Türkiye'den 2 kişiyi davet etmişler. Geçen dönem Filistin Dostluk Grubu Başkanı olan Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi'yi ve beni.

12-13-14-15 Mayıs'ta Brüksel'de yapılacak bu toplantıya aslında başka programlarım olduğu için gitmeyi düşünmüyordum. Ama Hüseyin beyle görüştüm o da çok yoğunmuş gidemeyecekmiş benim gitmemi tavsiye etti. Eh böyle bir toplantıda Türkiye temsilcisiz kalmasın diye ben kendi programımı erteledim ve kalktım Brüksel'e geldim.

Dünyanın dört tarafından benim gibi eski ve halen görevi devam eden 80 civarında parlamenterin katıldığı bu toplantı 16 Mayıs Cuma gününe yani düne kadar devam etti.

Birliğin genel sekreterini ve organizatörlerini açılışın yapıldığı ilk gün ancak tanıyabildik. Birliğin genel sekreterliğini eski İran Milletvekili Ali Ekber Muhteşemi yapıyor. Böylece İran'ın Filistin konusunda da diğer İslam ülkelerine fark atmış olduğunu gördük.

Merkezi Lübnan'da bulunan bu birlik ilk kez bir şube açmış. Şube açmak için AB'nin başkenti olan Brüksel'i tercih etmişler.

Brüksel temsilcisi Luk Vervaet de ilginç bir şahıs. Luk Vervaet açılışta bir konuşma yaptı. İlgi çekici bir yaklaşım sergiledi. Dedi ki,”Filistin sorunu bir Arap-Yahudi sorunu değildir. Sömürgeye karşı son direnişin örneğidir. Filistin halkı sömürüye karşı direnen son halktır.Ben Filistin halkının mücadelesine bunun için destek veriyorum. HAMAS bir terör örgütü değildir. Sömürüye ve işgale karşı direniş hareketidir. Dolayısıyla HAMAS'ın terör örgütü listesinden çıkarılması gerekir. Ayrıca vatanından göçe zorlanan Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönme hakkı temin edilmelidir. Filistin'in geleceğini Filistin halkı belirlemelidir.”

Daha sonra Genel Sekreter Muhteşemi konuştu. O da dünyanın görmezden geldiği Filistin sorununa bazı rakamlar vererek dikkat çekti.. Dedi ki:”İntifadadan 2003 yılına kadar geçen süre içinde Filistin'in uğradığı zararlar: 3 bin 700'ü tamamen geri kalanı kısmen olmak üzere 27 bin ev yıkılmıştır. 2 milyon 400 binden fazla zeytin ağacı, 20 bin 461 hurma ağacı, 325 bin portakal ve 922 bin muhtelif ağaç sökülmüştür. Buldozerlerle tahrip edilen tarımsal alan 30 bin dönümden fazladır. 9 bin çiftçi zarar görmüştür. Bir buçuk milyon kanatlı hayvan telef olmuştur. 3 bin 713 küçük baş 725 büyük baş hayvan telef olmuştur.

İntifadadan bu güne kadar Filistinlerinin verdiği şehit sayısı 6 bindir. 10 binlerce yaralı esir ve özürlü vardır.

1967'den 2008 Mart ayına kadar işgal güçleri 650 bin Filistinliyi tutuklamıştır.” İsrail'in verdiği zararlar listesi uzun uzun okudu.

Açılış bölümünde son konuşmayı Filistinli bir parlamenter ve halen meclis başkanvekili olan Dr. Hasan Hureyşe yaptı. Arapça'da İsrail'in kuruluşundan beri yaşanan sıkıntılar nekbe diye tanımlanır.. Yani büyük felaket. Bu toplanın konusu da “Büyük felaketin ve direnişin altmışıncı yılı” şeklinde özetlenmişti. Hureyşe Filistin Meclisi Başkanı dahil 48 milletvekiliyle beraber 11 bin Filistinlinin İsrail hapishanelerinde olduğunu hatırlatarak Filistinlilerin önündeki engelleri izah etti.

Hureyşe'den sonra birinci gün için planlanan açılış programı tamamlanmış oldu.

Bu toplantıda bir de sürpriz yaşadım. 18 yıl önce Kazablanka'da tanıştığım bir arkadaşla karşılaştım. Ebuzeyd Mukri. Ben onu tanıyamadım unutmuşum o beni tanıdı. O da Fas'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nden milletvekili seçilmiş.

Erbakan hocayla 1990 yılında Kazablanka'da bir toplantıya katılmıştık. Toplantı dışında Faslı gençler Erbakan hocayla sohbet ediyorlar tecrübesinden faydalanmaya çalışıyorlar ve Türkiye'yi dikkatle takip ettiklerini söylüyorlardı.

Mukri ile 18 sene sonra karşılaştığımızda bana Erbakan hocayı sordu. Ona dedim ki:”Geçen 18 sene içinde Erbakan hoca Türkiye siyasetine el koyarak köşesine çekildi. Hükümete onun eski bir talebesi başkanlık ediyor. Cumhurbaşkanlığı köşkünde yine onun siyasete kazandırdığı bir isim oturuyor. Hatta muhalefet bile onun yanında yetişenler yaparsa ses getiriyor!”

Sadece Mukri değil bütün parlamenterler önce Erbakan'ı sonra Recep tayip Erdoğan'ı ve kapatma davasını soruyor, Erbakan'ı sevdiklerini Erdoğan'ı beğenip takdir ettiklerini söylüyorlardı.

İsrail'in kuruluşunun 60. yıldönümü kutlanırken biz de Brüksel'de Filistinli, Mısırlı, Faslı, Ürdünlü, Suriyeli, Lübnanlı, Sudanlı, İranlı ve Malezyalı milletvekilleriyle Filistin'in uğradığı felaketin 60. yılını müzakere ettik.