[b]21 yaşındaki Ömer Süleyman Tabeş’in gerçekleştirdiği “Kalbe Saplanan Ok” adlı eylem, hedef seçmede üstün başarı, güçlü planlama ve başarılı uygulama ile amacına ulaştı. Eylemde Siyonist istihbarat örgütü Şabak’ın ileri gelen subaylarından ikisi öldürüldü, yedi elemanı da yaralandı. Geçtiğimiz günlerde, 18 Ocak 2005 tarihinde gerçekleştirilen bu eylemin üçüncü yıldönümünü idrak ettik.

Beyin Savaşında Bir Halka

Şehadet eylemcisi Tabeş’in 18 Ocak 2005 tarihinde gerçekleştirdiği bu eylem Kassam eylemlerine örnek bir ilave oldu. Yorumcular o tarihte yaptıkları yorumlarında eylemi, başta İzzettin Kassam Tugayları öncüleri olmak üzere Filistin direnişiyle Siyonist Şabak örgütü arasında devam eden ve “Beyin savaşı” olarak adlandırılmaya başlanan çatışmada Kassam güçlerinin başarılarına bir yenisinin eklenmesi olarak nitelemişlerdi. Adı geçen teşkilatın yöneticileri de eylemin karmaşık bir güvenlik eylemi olduğunu ve son derece zekice hazırlandığını itiraf etmişlerdi.

Eylemci Tabeş, bedenini Gazze’nin güneyinde bulunan Han Yunus kasabasının kuzeyindeki el-Metahin geçidi yakınında yer alan istihbarat merkezinde işgalci askerlerin ve Şabak subaylarının arasında patlatmayı başarmıştı. Eylemin gerçekleştirildiği an olay yerinde bulunan işgalci subay ve askerlerin tamamı ölü veya yaralı durumdaydı. Bu eylemden birkaç ay sonra da işgal güçleri askerî mekanizmalarını toplayıp Gazze bölgesinden çekilmeye başladılar. Çünkü komutanları, bölgenin artık onlar için kabristan haline gelmeye başladığını anlamışlardı.

Eylemin Ayrıntıları

Kassam Tugayları’nın Gazze’nin güney bölgesindeki komutanlarından mücahit Ebu’l-Fadl eylemin ayrıntılarını hatırlıyor ve bütün inceliklerine kadar her şeyin düşünülmesinin ve yakın takibe alınmasının bir ürünü olduğunu dile getiriyor. “Mücahitlerimizin hedef alınmasında ve kendilerine karşı suikastlar planlanmasında oynadığı rol yetmiyormuş gibi aynı zamanda gençlerimizi tedrici bir şekilde ihanet bataklığına çekmek için yoğun çalışma yapan İsrail istihbaratı Şabak’a ağır bir darbe indirme amacıyla çok iyi planlanmış bir eylemdi” diyor.

İzleme ve Taktiklerin Belirlenmesi

Ebu’l-Fadl’ın verdiği bilgilere göre Kassam Tugayları izleme ve gözetleme grupları vasıtasıyla, Siyonist istihbaratçıların Han Yunus’un kuzeyindeki Salahuddin yolu üzerinde bulunan el-Metahin ve Ebu Hevli geçit noktalarında, araçları durdurma, vatandaşları arama ve sorgulama metotlarını tespit etti. Bu iki geçit noktası işgal güçlerinin bölgeden çekilmesinden önce özellikle kullanılıyordu.

Plan ve Birkaç Hedef Netlik Kazandı

Komutan sözüne devam ediyor: “Birkaç hafta boyunca geçit noktalarındaki durdurma işlemlerinin ve aramaların takibi bütün ince ayrıntılara kadar gözetlenmek suretiyle devam etti. Toplanan bilgilerin ışığında Kassam Tugayları’nın planı da netlik kazandı. Eylem özellikle Siyonist istihbaratın subaylarını hedef alacak şekilde gerçekleştirilecekti. Böylece birkaç amaç birden gerçekleştirilmiş olacaktı. Birinci olarak mücahitlere karşı suikastlar planlamada ve gençlerimizi ihanet bataklığına çekmede kara bir rol oynayan Siyonist istihbaratla beyin savaşında bir zafer elde edilmiş olacaktı. İkinci olarak, aşağılama ve eziyet geçidi olarak adlandırılan kontrol noktasından geçerken insanlarımızın gündelik çektikleri eziyet ve işkencelerin intikamı alınmış olacaktı. Çünkü insanlarımız buradan geçerken, Siyonistlerin halkımıza karşı uyguladıkları katı uygulamalar sebebiyle onurları kirletiliyordu.”

Hazırlık ve Uygulamadaki Dikkat

Kassam Tugayları komutanı eylemle ilgili ayrıca şu bilgileri veriyor: “Şehadet eylemi gerçekleştirmek için ısrar eden grup içinden özellikle mücahit Ömer Tabeş seçildi. Çünkü böyle bir eylem için tercih edilmesini haklı kılacak yetkinliklere sahipti.”

Ebu’l-Fadl’ın verdiği bilgiye göre şehadet eylemcisine saldırıyla ilgili bütün ayrıntılı bilgiler verildi. Kassam Tugayları komutanlığının “Kalbe Saplanan Ok” olarak adlandırılmasını uygun gördüğü eylemden mümkün olan en büyük sonuç alınmasının garanti edilmesi amacıyla teftiş esnasında ortaya çıkabilecek tüm ihtimallere karşı eylemci hazırlandı. Siyonistlerin tüm güvenlik teftişlerinin aşılması, istihbaratın tam merkezine ulaşılması ve orada bulunanların imha edilmesi hedeflenecekti. Kassam mücahitleri, Siyonist güvenlik dairesindeki küçük bir açığa gözlerini çevirmişti ve eylem planını da buna dayandırmıştı.

Rabbimizin Yardımı

Kassam komutanı sözlerine şöyle devam ediyor: “İşin gerçeğinde olanların hepsi Rabbimizin yardımıyla gerçekleşti. Eylem başta güçlü bir plan üzerine oturtuldu. Temeli geçit kontrol ve arama işlemlerinin etraflı bir izlemeye alınmasına dayandırıldı. Kassam komutanlığı şehadet eylemcisinin, tam istihbarat subaylarının bulunduğu merkeze gitmesini sağlayacak planı netleştirdi. Oraya ulaşılması ise ilk kontrollerden geçtikten sonra mümkün olacaktı.”

Vakit Yaklaştı

Komutan Ebu’l-Fadl’ın verdiği bilgilere göre mücahit Tabeş, eylemin gerçekleştirilmesinden önceki bir hafta içinde arka arkaya üç kere Ebu Hevli ve el-Metahin kontrol noktalarından geçmeyi denedi. Geçerken de, planladığı eylemi gerçekleştirme imkânı bulabilmesi için askerlerin bindiği aracı durdurmaları ve kontrol etmeleri için Allah’a dua ediyordu. Arafatta vakfeye çıkıldığı güne denk gelen 18 Ocak 2005 tarihinin akşamında geçitten geçerken Siyonistler bindiği aracı durdurdu, tüm yolcuları zorla indirdi ve kimliklerini topladılar. Sonra da onları çağırmaya başladılar.

Şehidimiz Rabbine kavuşmak için acele ediyordu. Askerler bu gruptan bir kişiyi istihbarat merkezine götürüp sorgulamak için çağırdıklarında hemen o öne geçti. Asıl çağrılan kişi Siyonist askerin önce kendisini çağırdığını söyleyince, onu ikna ederek öne geçti ve gayet sakin bir şekilde, kendine güven duygusuyla askerlere yaklaştı.

Temiz Bedenin Yükselişi

Komutan olayı anlatmaya devam ediyor: “Süvari aldığı eğitime ve özenle hazırlanmış plana göre öne geçti. Planın bütün incelikleri arama ve sorgulama uygulamalarının ayrıntılarına göre önceden belirlenmişti. Arama belden bağlanan bombalı kemerin olup olmadığının tespiti için karından başlıyordu. Kassam Tugayları’nın mühendisleri ve patlayıcı uzmanları, şehidin baldırlarına sarılacak özel bir patlayıcı geliştirmişlerdi. Böylece Siyonist Şabak teşkilatının subaylarının saklandığı odaya kadar ulaşmasına imkân verecek şekilde aramalardan geçme imkânı bulabildi. Oraya ulaşınca da bombasını patlattı ve böylece onların ölü ya da yaralı hale gelmelerini sağladı. Kendisinin temiz bedeni de, söz konusu geçitlerden geçerken eziyetlere maruz kalanların ve aşağılananların intikamını aldıktan sonra yüce yaratıcısına ulaştı.

Eylemin Siyonist Medyaya Yansıması

Eylemin gerçekleştirilmesinden sonra Siyonist medya organları tarafından olayın verilmesinde, şehadet eylemcisi Tabeş’in arabasının içinde kontrol noktasına geldiği fakat Şabak’ta görevli istihbarat elemanlarının onu aracından indirdikleri, üzerinde saldırı araçlarının olup olmadığını tespit amacıyla aramadan geçirmelerinden sonra yanlarına alıp, sorgulamaya tabi tutma amacıyla teftiş noktasından yüzlerce metre ilerde olan sorgulama merkezine götürdükleri ifade ediliyordu.

Medya organlarının yayınladığı haberlerde Tabeş’in sorgulama merkezinde, Şabak’ın elemanlarının yanında üzerindeki yaklaşık üç kg ağırlığında olan patlayıcının pimini çektiği ve Şabak elemanlarından birinin öldüğü üçünün de yaralandığı söyleniyordu.

Yine haberde patlamanın şiddetinin Siyonist ordunun Gazze’deki istihbarat biriminin başkanı olan subayın da ağır yaralanmasına sebep olduğu ifade ediliyordu. Eylemden üç gün sonra da bu kişinin bitkisel hayata girdiği açıklandı.

Beyin Savaşında Yenilginin İtirafı

İşgal devletinin istihbaratındaki yetkililer o zaman eylemi “çok zekice hazırlanmış” olarak nitelediler. Aynı zamanda Hamas’ın, askerlerin uygulamalarına göre planladığı oldukça çetrefil bir eylem olduğunu dile getirdiler.

Yine o günlerde İbrani gazetelerinde yayınlanan haberlerde “Kalbe Saplanan Ok” eyleminde öldürülen subayın İsrail istihbaratında görevli oldukça üst düzey bir subay olduğu dile getirildi. Aynı zamanda intifadanın başlamasından buyana Siyonist istihbarat teşkilatının kaybettiği ilk kişiydi.

Kahraman Mücahidin Hayatı

Şehit Tabeş, 1984’te Abasan köyünde dünyaya gelmişti. Dindar ailesinin yanında ilk eğitimini ve terbiyesini almıştı. Güzel ahlâk ve cihat sevgisi üzere yetiştirilmişti. Babası ona kendine güven ve hakkı savunmada cesaretlilik duygusunu kazandırmıştı. Allah için çalışırken hiçbir kınayanın kınamasından korkmaması gerektiğini öğretmişti. Şehidimiz kardeşlerini ve arkadaşlarını seven biri olduğu için her zaman güler yüzlüydü. Uysal biriydi, sinirlenmezdi. Aile efradına ve annesine iyilik yapmayı severdi.

Öğrenim

Ömer, ilköğrenimini bölgesinin okullarında aldı. Lise öğrenimini Medresetu’l-Avde’de tamamladı. Burası Kassam mücahitlerinden şehit Taha Ebu Musamih’in okuludur. Daha sonra üniversite öğrenimini tamamlamak için Suriye’ye geçti. Fakat vatanının bir savunma noktası olduğuna ve bu noktada kalmanın sevabına inanması sebebiyle ondan ayrı kalmaya tahammül edemedi. Bu yüzden yeniden Filistin’in kucağına dönerek şehitlerin ve şehadet eylemcilerinin üniversitesi olan Gazze İslâm Üniversitesi’ne girdi. Orada Ticaret Fakültesi’nde okudu. Aynı zamanda burada İslâmî Kitle’nin etkin elemanlarından oldu. Arkadaşlarının hizmetinde oldukça faal olması sebebiyle üniversitenin Öğrenci Meclisi üyeliğine aday gösterildi.

Hamas’ın ve el-Kassam’ın Saflarında

Şehit Tabeş, küçük yaşlarından itibaren Hamas saflarına katılmıştı. Aksa İntifadası’nın başlamasından sonra da bu hareketin etkin elemanlarından oldu. Aynı zamanda Müslüman Kardeşler cemaati eğitimini almaya başladı ve İslâmî Kitle’nin aktif elemanları arasında yer aldı. Birçok görev üstlendi. Bunların en önemli olanı orta dereceli okullarda İslâmî Kitle’nin yöneticiliğiydi. El-Mutenebbi Lisesi’nde de koordinatörlük görevi yürüttü. İslâm Üniversitesi’nin Büyük Abasan kampusunda İslâmî Kitle’nin organizatörlüğünü yaptı. Birçok eğitim ve yönetim kampına katıldı. İslâmî Kitle’nin mensuplarına verdiği yöneticilik hazırlığı kampı bunlardan biridir.

Katılmayı çok arzuladığı Şehit İzzettin Kassam Tugayları’na 2003 yılının başlarında katılmasından sonra şehidin hayatında köklü değişiklik oldu. Cihat, direniş ve şehadete olan sevgisinden dolayı bu teşkilata katılmayı arzuluyordu.

Ömer, Tugaylar içinde oldukça etkin ve aktif bir eleman olarak öne çıktı. Siyonist düşmana karşı durmada ilk saflarda yer alanlardandı. İşgal noktalarına Kassam füzeleri ve havan topu mermileri fırlatma konusundaki bilgisi sebebiyle işgalcilere büyük sıkıntılar çektirmişti. Siyonist güçlerin baskınlar düzenlemesi durumunda onlara karşı direnen mücahitlerin ön saflarında yer alıyordu.

Kabristanlarda Uyuması

Bilindiğine göre Ömer Tabeş, şehit edilmesinden sonra defnedildiği kabristanı sağlığında sıkça ziyaret ederdi. Kur’an okur ve kendisinin, ailesini, yakınlarını, arkadaşlarını geride bırakıp o karanlık kuyuya gömüleceği günü düşünerek gözlerinden yaşlar akıtırdı. Bir keresinde bir arkadaşı kendisine kabristanı neden gece ziyaret ettiğini sorunca, “kabrin karanlığına ve yalnızlığına alışayım diye” cevabını verdi.

Bazen yatsı namazından sonra kabristana gider ve gece ibadetinde bunun bir payının olması için sabahın ilk ezanı okununcaya kadar orada kalırdı.

Şehitlik Eğitimi

Şehit Tabeş, cihat faaliyetine başlamasının ilk gününden itibaren şehitlik eğitimi almaya başladı. Böylece zor ve tehlikeli hallerin adamı olmak için uğraşıyordu. Tehlikeli hallerden kaçmıyordu. Çünkü cihat faaliyetlerinde Allah yolunda şehit olmayı arzuluyor, bu yüzden şehitliğe götürebilecek yani düşmanla doğrudan temas sağlayacak eylemlere katılıyordu.

Kahramanlıklarla dolu bu cihat faaliyetinin son döneminde iki ayrı şehadet eylemi için çıktı. Ancak Yüce Allah onu, Siyonist yönetimi fena halde sarsan ve güvenliğine şiddetli bir tokat olan “Kalbe Saplanan Ok” eylemi için seçti.

Şehidin Vasiyeti

Şehit, annesine arkasından ağlamamasını ve şehadet haberini duyduğu zaman sevinmesini, ruhu için tatlı dağıtmasını vasiyet etmişti. Vasiyetinde Hamas mensuplarına da camilere devam etmelerini, komutanlarının emirlerini dinlemelerini ve itaat etmelerini, Allah’a davet, özellikle ferdi davet için çok çaba harcamalarını ve savunma (Ribat) toprağına sahip çıkmalarını öğütlemişti.