Kasim
(şimdiye kadar 14 posta) | | Şeyh Rıdvan bölgesinden El-Kassam Tugayları üyesi şehit Nidal Debabeş’in hikayesi unutulup gidecek değildi. Gecelerimizi aydınlatan ümit pırıltıları sevincimizi yinelerken ve HAMASi kahramanlık ve zafer sayfalarının en mükemmellerini yazmak üzere şehitlerin yolundan yürümeyi sürdürürken Nidal Debabeş’in hikayesi çaresizlik ve mahrumiyet, zillet ve boyun eğme vaktinde yaşanmış ve insanların birbirine anlattığı gelip geçici acı bir hatıra olarak kalacak değildi.
En yüce temennimiz kanımızın akmasıdır,
Kudüs’ümüzde pislikler kalmasın diye…
Mücahit şehidimiz Nidal, işgale karşı direnişe ve mücadeleye katıldı. Allah yolunda kınayanın kınamasından çekinmezdi. El-Kassam Tugayları saflarına katıldıktan sonra, Allah’ın takdiriyle dostlar ve mücahitler bir araya geldiler ve şehit mücahit Kemal Kuhayl ile tanıştı. Kemal Kuhayl’in cihad sevgisini ve Allah yolunda şehit olma arzusunu gördükten sonra cihad faaliyetlerinde onun yardımcısı olarak çalıştı. Şehadet operasyonları için teknik hazırlıklara katıldı. Şehadet eylemcisi Eymen Ataullah ve onun şehadet eylemine hazırlanmasının şerefi kendisine nasip oldu.
Bir keresinde Filistin halkının her gün tattığı ölüm acısını onlara da tattırmak üzere teknik hazırlıkları tamamlayıp malzemeleri şehadet eylemcisine teslim etti ve görevini başarıyla tamamladı. Eylem vakti geldiğinde Allah şehadet eylemcisi mücahidin yaşamasını dilemiş ve eylem sırasında teknik bir aksaklık yaşanmıştı. Bu mücahit işgal güçleri tarafından gözaltına alındı. Operasyondan sonra el-Kassam üyesi şehidimiz Nidal, işgal güçleri tarafından her yerde aranır oldu ve böylece yeni bir hikayenin bölümleri başladı. Bu hikayenin adı “Ya zafer veya şehadete kadar bıkmadan-usanmadan yürüyeceğiz” idi.
On dokuz ay süren kovalamaca
Gözaltına alınmamak için güvenlik nedeniyle evini terk etmesi gerekiyordu. Yol hâlâ çok uzundu. Düşmanın saldırganlığı sürüyor ve Yahudiler intikam istiyordu. Evinden ayrıldıktan sonra 19 ay işgalci tarafında kovalandı. İşgal güçleri onu gözaltına almak için çok uğraştılar ve kendisine birçok pusu kurdular. Fakat hepsi boşa gitti.
İşgal yönetimi onu, işgal askerlerine karşı düzenlenen askeri operasyonlar ve düşmanının kucağında olmaya razı olan hain ajanların sorgulanması gibi, saflarında ölümlere ve yaralanmalara yol açan birçok etkili eylemin arkasında olmakla suçluyordu.
Bu eylemlerden hatırlayabildiğimiz kadarıyla en önemlileri şunlardır: Gazze kentindeki El-Abbas Merkezi’ne ateş açılması ki bu eylemde korkak düşmanın da itiraf ettiği gibi birçok Siyonist asker farklı derecelerde yaralanmıştır. Yine En-Nasr Mahallesi bölgesindeki bir operasyona katılarak, zırhlı askeri aracın içinde saklanıp Filistin halkına çeşitli işkenceler tattıran işgal askerlerinden bir Siyonist subayı uzaktan avlayarak öldürmüş, iki askeri de çeşitli yerlerinden yaralamıştır. Ez-Zeytun bölgesindeki perde fabrikasının yakınlarında yaya olarak devriyeye çıkan işgal askerlerine kurşun yağdırma şerefine nail olmuştur. Yine Avad Sülemi ve Kemal Kuhayl gibi mücahitlerle işgal güçlerine karşı birçok operasyona çıkma ve İbrahim En-Neffâr ve El-Kassam Tugayları komutanı Muhammed Ed-Dayf gibi ilk intifâdadan dolayı aranan tüm mücahitlerle tanışma şerefini yaşamıştır.
Şehadetle randevu
Direniş kafilesi böylece yoluna devam ederken ve Nidal ahde vefayı sürdürürken kader ve kavuşma günü gelip çattı. 02.04.1995 Pazar günü alışılmıştan daha ağır geçiyordu Hatim, Ali, Said ve Nidal yeni bir cihad eylemi için hazırlık yapıyorlardı. Askeri bir operasyon için yola çıkan bomba yüklü bir kamyonun sürücüsü gözaltına alınmıştı. Her şey sakin bir şekilde devam ederken birden Kemal Kuhayl ve mücahit kardeşlerini doğrudan hedef alan bir patlama Şeyh Rıdvan bölgesini sarstı. Ceset parçaları üç yüz metreyi aşkın bir alana dağıldı ve kanlar her yere yayıldı.
Mücahid Nidal Debabeş yaralanmış ve olayın hemen ardından Eş-Şifa Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Hastaneye götürüldükten sonra hastanede izi kayboldu. Filistin Yönetimi sözcüsü Tayyib Abdürrrahim, o gün yaptığı bir açıklamada Debabeş’in gözaltında olduğunu söylemişti! Debabeş, o günden sonra bir daha ortaya çıkmadı.
El-Kassam’ın güvenlik birimi gerçeği ortaya çıkarıyor
Mücahid Nidal’in izi 13 yıl gözlerden uzak kaldı. Nerede olduğu bilinmiyordu. Hayatta mı, yoksa Allah katında rızıklandırılan ölüler arasında mı olduğu bilinmiyordu. Sonunda HAMAS’ın güvenlik birimi bütün bu seneler boyu sürdürdüğü soruşturmalar sonucu gerçeği öğrenmeyi başardı. Şimdi, tam 13 yıl sonra, “Ebu Cihad” mücahid Debabeş’in şehit olduğu kesinleşmişti. HAMAS, soruşturma sonucunu ve şehid Nidal’in caniler ve hainler elinde şehit oluşunu Filistin halkına anlatan ayrıntılı bir bildiri yayınladı.
Ey büyük insan! Asalet sadece senin önünde eğildi! Ey Ebu Cihad! El-Kassam Tugayları’nın doğduğu ve bu dikenli yolda yürümeye söz verdiği ilk günden beri herkes utanarak senin karşında başını eğdi!
Bayrağı taşıdın ve yeşil sancağı yükselttin. Taşla, hançerle, bıçakla, molotofla, tabancayla, otomatik silahla ve bombayla cihad ettin. Yahudilere bir yol, cihaddan geri duranlara bir özür bırakmadın. Cihad yolları ve şehadet kapıları açık, fakat samimi ve kararlı yiğitler nerede? Yoldaşların şehit olduktan sonra çaresiz ve yapayalnız kaldın. Fakat her zamanki gibi büyüklüğünü gösterip Yahudilere ve yandaşlarına kök söktüren “El-Kassam İdam Timi”ni kurdun. Bütün ajanlar seni gördüklerinde veya ismini duyduklarında gözleri yuvalarından fırlar, kalpleri sıkışır ve etrafa kaçacak yer ararlardı. Öyle ki, adın temizlikle birlikte anılır oldu. Daima ajanların daha tehlikeli ve daha belalı olduğuna inanırdın. Ne dünya nimetleri, ne de çoluk-çocuğunun çokluğu seni cihaddan alıkoymadı. Kendinden emin bir şekilde, “Parmağım tetikte burada kalacağım ve tüfeğim cehennem gibi ateş kusacak. Bu sevgili toprakları bırakıp evime dönmeyeceğim!” diyordun.
El-Kassam, şehid Debabeş’in öldüğünü ilan eder
Şehid İzzeddin El-Kassam Tugayları (30/7) Pazartesi günü El-Kassam internet sitesinde yayınlanan bir bildiride Gazze kentinin Şeyh Rıdvan mahallesinden ve El-Kassam’ın ilk nesil üyelerinden şehid komutan Nidal Cihad Muhammed Debabeş “Ebu Cihad”ın şehadetini ilan etti.
Debabeş, bir grup kahraman şehitle (Kemal Kuhayl, Hatim Hassan, Said Ed-Daas ve küçük Bilal Ed-Daas ile) birlikte 2/4/1995’te Refik-i A’lâ’ya yükselmişti. Nidal’in şehadetine birçok şüphe karışmış, Filistin Yönetimi güvenlik birimince gerçekler ters yüz edilerek asılsız söylentiler yayılmıştı. Patlamanın büyüklüğüyle cesetlerin parçalanarak etrafa dağılmasını ve birbirine karışmasını fırsat bilmişlerdi. Filistin Yönetimi güvenlik birimi gerçeği gizlemeye çalıştı. Bu durum, bu birimin olayla ilgisi ve rolü hakkında birçok soru işaretine yol açmaktadır. El-Kassam’ın bu büyük mücahidin akıbetini öğrenmek için seneler süren uzun araştırmalar ve soruşturmalar sonrasında, Filistin Yönetimi’nin şehidin gözaltında olduğunu söylediği bütün cezaevlerinde yapılan aramalar sonrasında ve HAMAS Hareketi’nin oluşturduğu takip komisyonlarının yoğun çalışmaları sonrasında hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde El-Kassam komutanı yiğit Nidal Debabeş’in patlama esnasında kahraman mücahid kardeşleriyle birlikte şehid olduğu, güvenlik güçlerinin yaydığı gibi yaralanıp gözaltına alınmadığı ortaya çıktı.
Bu gerçeğe binaen, HAMAS ve Şehid İzzeddin El-Kassam Tugayları, şehadetinden on iki yıl dört ay sonra şehidin adına taziye düzenledi.
El-Kassam Tugayları yayınladığı bildiride, Nidal Debabeş ve şehid kardeşlerinin kanının işgalciye ve yandaşlarına karşı kazanılan büyük zaferlere sebep olduğunu, Allah’ın izniyle mücahitlere yol gösteren bir ışık ve işgalciler üzerine açılan bir ateş olarak kalacağını vurguladı.
|
