El Qassam Efendi
Şehit  
  Filistin Şimdi
  من فلسطين Filistin'den
  Filistin'e bir Bakış
  Hoşgeldiniz اهلا وسهلا بكم
  القلم الصريح Açık sözlü Kalem
  => Dr. Abdulvehhab el-Mesiri
  => Bush’un, HAMAS Hükümetini Tasfiye Planı
  => İsrail Ordusu Kararlı Direniş Karşısında Şoke Oldu
  => Subha nine
  Filistin'in Kültürü
  Bilgiler
  Filistin'e Hoşgeldiniz
  Gelen Haber
  الحوار
  Hamas
  Ulaşım :
  Filistin'e hoşgeldiniz
  Üyeler
  Sayaç
Subha nine

 
 
Mücahit Ömer El-Kurra’nın acılı eşi Riym El-Kurra, şehadetinden sonra eşiyle birlikte..
 
 

 

 

Filistinli hacı nine Subha El-Kurra’nın seksenleri aşan yaşı işgal askerleri için caydırıcı olmadı ve üzerine ateş açarak onu tam göğsünden vurdular. Kanlar içinde yere düştü, el-Kassam mücahitlerinden olan oğlu Ömer El-Kurra’ya sarıldı ve ikisi de şehadet şerefine kavuştu.

 

Oğluna sarıldı…

 

Hacı Subha nine, beş saati aşkın silahını sımsıkı kavrayan oğlu mücahit Ömer’e sarılı bir halde kaldı. Birbirine karışan kanları, sevdikleri ve kendilerini seven toprağı suladı. Daha sonra işgal güçleri ana-oğlun birkaç akrabasının onları Gazze Şeridi’nin güneydoğusunda, yakınlardaki bir evin bahçesindeki zeytin ağacının altına taşımasına izin verdi. Ailesi onları Han Yunus’taki Nâsır Hastanesi’ne kaldırıncaya kadar orada da birkaç saat öylece kaldılar.

 

Mücahidin yardım çağrısı

 

Şehitin eşi Riym El-Kurra’nın gözleri yaş doldu. Birkaç saat önce kocasını ve kayınvalidesini kaybettiği gibi küçük kızını da kaybetmekten korkarak kızının elini sımsıkı tutuyordu. Filistin Enformasyon Merkezi muhabirine siyonistlerin işlediği cinayeti şöyle anlattı: “el-Kassam Tugayları üyesi mücahit eşim, Salı gecesi (14/8) siyonist özel timlerinin bölgede olduğunu bildiren bir telefon aldı ve bizimle, iki oğlumuzla ve küçük kızımızla vedalaştıktan sonra siyonist güçlere karşı cihat etmek üzere saat 01:00’de evimizden dışarı çıktı.”

 

Riym el-Kurra sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşim dışarı çıktıktan sonra kurşun sesleri duydum. İşgal güçleriyle daha önce girdiği çatışmalarda yaralanan eşim için dua etmeye başladım. Sonra birden eşimin “Allahu ekber, Allahu ekber!..” dediğini duydum. “Yaralandım, yaralandım” diyordu.

 

Anne çağrıya cevap verir

 

Şehidin eşi bir an için sustu ve peçesinin altından gözyaşlarını sildi. Sonra anlatmaya devam etti: “Kayınvalidem, şehidin annesi, 85 yaşını aşan hacı nine, Ömer’in sesini duyar duymaz, yaşlı olduğu için yavaş adımlarla oğluna doğru yürüdü.

 

Siyonistler kurşunla karşılarlar

 

Sözü şehit ninenin yaşlı kocası Muhammed El-Kurra alıp özlemle şöyle dedi: “Allah rahmet eylesin, yaşlı olduğu için hedef alınmayacağını sanıyordu. Fakat işgal askerleri üzerine ateş açtılar ve onu öldürdüler. Yere düşüp oğlunu kucakladı.”

 

Şehidin “Ümmü Yusuf” lakaplı eşi yeniden sözü alarak şöyle dedi: “Daha sonra karşılıklı yoğun silah sesleri duyduk. Eşime ve kayınvalideme ne olduğunu bilemiyorduk. Gençlerden biri kocama seslendi, fakat kocam cevap vermedi.”

 

Acılı aile ana-oğlun şehit olduğunu ancak sabah saat 06:00’da öğrenebildi. İşgal güçleri halktan, yaşları 15 ile 50 arasında olanların dışarı çıkmasını istiyordu.

 

Acıklı bir manzara

 

Ailesine yakın bir evde oturan şehidin kızı Sümeyye şöyle anlattı: “Henüz 7 yaşında olan tek oğlum ile dışarı çıktım. İşgal askerlerinin ona zarar vermesinden korkuyordum. Evden çıkar çıkmaz yaşlı annemi gördüm. Kardeşim Ömer’i kucaklamış ve ona sımsıkı sarılmıştı. Her ikisinin de kanları akarak evlerimizi birbirinden ayıran caddeyi doldurmuştu.”

 

Sümeyye ellerini havaya kaldırarak “Hasbunallah ve ni’mel vekîl / Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” dedi ve şikayetini Allah’a iletti. Daha sonra, bu manzarayı görür görmez bağırmaya, tekbir getirip şehitler için Allah’a dua etmeye başladığını söyledi. Fakat bu insanlıktan yoksun işgal askerlerini etkilememişti.

 

Sümeyye sözlerine devam ederek şöyle dedi: “İşgal askerleri ambülansların olay yerine yaklaşmalarına izin vermediği için eşimin ve babamın yardımıyla şehitleri bir zeytin ağacının altına çektim.”

 

Kardeşinin ve annesinin şehit olduğu yerden yakınlardaki bir eve işaret eden Sümeyye, işgal askerlerinin o evde saklandıklarını belirterek “Kardeşimle çatıştıktan sonra annemi oradan ateş ederek öldürdüler” dedi.

 

Cinayetler devam ediyor

 

İşgal güçleri yaşlı kadını, Hacı Subha nineyi öldürmekle yetinmeyerek saatler boyu cesedinin ve oğlunun cesedinin Nâsır Hastanesi’ne taşınmasını engelledi. Daha da ötesi, öğle saatlerinde yaşlı şehit kadının evine baskın düzenleyerek içerdeki eşyaları rasgele tahrip ettiler ve ailesini, çocuklarından birinin bölgedeki evine hapsettiler.

 

Şehit kadının kızı olayları yeniden hatırlayarak, cesetlerin hastaneye naklinin gecikmesi üzerine, her türlü tehlikeyi göze alarak kız kardeşiyle birlikte cesetleri at arabasına yüklediklerini ve çatışmaya dahil olmadıklarını göstermek için beyaz bayrak açtıklarını söyledi. İşgal güçlerinin yoğun ateşi arasından ikindiden sonra ancak bölgeden çıkabildiklerini ve Han Yunus’taki Nâsır Hastanesi’ne kendilerini taşıyacak ambulansın beklediği yere ulaşabildiklerini anlattı.

 

Asla bağışlamayacağız ve asla unutmayacağız!..”

 

İşgal güçlerimin işlediği cinayet sonrası bölge halkından yüzlerce kişi, aileye başsağlığına akın etti. İşgal güçlerinin cinayetleri şehid kadının torunlarından birine, Ahmed El-Kurra’ya da ulaşmıştı. Fakat herkes lisan-ı haliyle şöyle diyordu: “Acı duyduğumuz doğru… Fakat onlar şehitler… Ve biz onların yolundan yürüyeceğiz. Bağışlamamız ve unutmamız asla mümkün değil!”

 

 

 

Allahu ekber  
  Ey değerli vatan
eğ değerli şehitler
Aslan kassamı aslan
Ey aziz kebirler
bir tan
siz ebiler
Değerli Gazze Aman
olsun başlık Muritler
lanetli Abbas utan
Fetili kafir katiller.
 
Bugün 19564 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol